İSLAM'DA DİN HÜRRİYETİ

İSLAM'DA DİN HÜRRİYETİ

Seccade

Aziz kardeşlerim!

Yukarıdaki ayet-i kerimede Allahu Teala şöyle buyuruyor:

“Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirlerinden ayrılmıştır. O halde kim tağutu (putu) reddedip Allah’a inanırsa kopmayan sağlam kulpa

yapışmıştır. Allah işitici ve bilicidir.”408

“Allah dileseydi, onlar artık koşmazlardı. Biz, seni onların üzerine bir bekçi kılmadık. Sen, onların vekili de değilsin. Allah’tan başkasına tapanlara (ve putlarına) sövmeyin. Sonra onlar da ilimsiz olarak Allah’a söverler. Böylece biz, her ümmete kendi işlerini cazip gösterdik.”409

Yüce Allah’ın bize bildirdiği gerçeklerden birisi da insanın zorla bir inancı dini, kabul etmesini arzu etmemesidir. Hiç kimse zorla Müslüman yapılamaz.

Silah tehdidiyle din değiştirmek olmaz. Kalpten inanılmayan din gerçek din olmaz. Bir kişinin Müslüman olması için iki şart vardır: 1- Dil ile ikrar, 2- Kalp ile tasdik.

1- Dil ile ikrar şarttır. Bir kişi Müslüman olduğunu ve öldüğü zaman ona İslâmî merasimlerin yapılmasını gerektirir.

Ama kalbiyle inanmamış ise Allah katında Müslüman değildir, kafirdir. Hatta normal kafirden yani hiçbir dine inanmayan şahıstan daha kötü durumdadır. Ahirette en ağır cezaya uğratılacaktır. Çünkü dışı ayrı, içi ayrı olduğu için münafıktır. Münafık için olan en büyük cezayı Kur’- an-ı Kerim’de Allah, şu ayetle bildirir:

“Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara (ahirette) asla bir yardımcı bulamazsın.”410

İslam tarihinde münafıkların İslam’a ve Müslümanlara çok büyük zararları olmuştur. Bugün bile Müslümanların parça parça olmasında en büyük rolü yine münafıklar oynamıştır. Ama dilleriyle İslam dinine bağlı olduklarını ve inandıklarını ifade ettikleri için şerlerinden korunmak çok zor.

Peygamberimiz (sav) devrinde de münafıklar vardı. Yüce Allah, onların kim olduklarını Peygamberimize bildirmişti. O da sahabeden (ra), Huzeyfe’ye sıkı sıkı sarılarak bildirilmiş, başkalarına bildirmemişti.

Hz. Ömer (ra): “Ey Allah’ın Rasulü! Onların kim olduğunu bize bildir, onları öldürelim. Çünkü gizlice Müslüman olanlar aramıza fitne, fesat, nİfak, ayrılık sokmaktadırlar.” dedi. Allah Rasulü: “Bunu asla yapamam, Muhammed ümmetini öldürüyor dedirtmem.” buyurdu. Çünkü zahiren müslüman gözüküyorlar, Peygamberimizle beraber namaz kılıyorlardı. Zahire göre hareket etmek mecburiyetindeyiz.

Allah Rasulü şöyle buyuruyor:

“Biz ümmî ümmetiz, zahire göre hüküm veririz.”

Allah Rasulü (sav), Üsame’yi bir kabileye gönderdi. Onlar, Müslüman olduklarını söylediler, kelime-i şehadet getirdiler, ezan okudular, buna rağmen onları öldürdü.

Allah Rasulü olayı öğrenince çok üzüldü. Üsame’ye: “Bunu nasıl yaptın?” dedi. O: “Onlar Müslüman değildi, kılıcımdan korktukları için Müslüman gözüktüler” dedi.Allah Rasulü (sav) şöyle buyurdu:

“Kalbini açıp baktın mı? Kalbini açıp baktın mı? Kalbini açıp baktın mı?”

“Allah’ım, Üsame’nin yaptığından beni mesul tutma” diye dua etti. Onlara diyetini verdi ve Üsame’ye çok kızdı.

Yine bir zat, Allah Rasulü’ne sordu: “Ey Allah Rasulü! Bir kafirle harp etsem; onun boğazına kılıç dayasam, o da kelime-i şehadet getirse ne yapmam lazım?” O: “Hemen bırakman gerekir.” buyurdu. O: “Ölüm korkusu ile Müslüman oldu” dedi. Allah Rasulü: “Ağzından çıkan kelime-i şe- hadetin kalbinden gelmediğini bilemezsin” buyurdu.

Bunlardan açıkça anlaşılıyor ki dili ile Müslüman olduğunu söyleyeni biz kabul ederiz. Her müslümana yapılan muamele ona da yapılır.

2- Asıl bir insanı Müslüman yapan, kalbiyle Allah ve Rasulü’nün bütün buyruklarına inanmasıdır. Gerçek Müslüman, en küçük kuşku duymadan kalbiyle inanmıştır.

İslam’da inanma “iman” kelimesi ile ifade edildiği gibi “şehadet” kelimesi ile de ifade edilir. Şehadet; gözle görmek ve gördüğü birşeye şahitlik, tanıklık etmektir. Bir kimsenin şahitliğinin muteber olması için gözüyle tam görmesi gerekir. “Gözümle tam gördüm, hiç kuşkum yok” demesi gerekir.

Kelime-i şehadet getirenin gerçek Müslüman olması için kalbiyle, bütün varlığıyla inanması lazımdır. Bu sebeple hiç kimse zorla Müslüman yapılmaz. Zor karşısında müslümanım deyip, kalben inanmayan sadece münafık olur. İslam dini, bir müslüman kazanmış olmaz, bir münafık kazanmış olur. Fayda yerine zarar...

İslam tarihinde hiç kimse zorla Müslüman yapılmamıştır.

Allah Rasulü (sav), Medine’de İslam devletini kurduğu zaman, putperest Araplar ve Yahu- diler vardı. Araplardan birkaç tanesi hariç hepsi Müslüman oldu. Tabii kendi arzularıyla... Yahudilerden birkaç tanesi hariç Müslüman olmadı. Allah Rasulü (sav), hiçbirini müslüman olmaları için zorlamadı. Dahası var; Yahudilerle beraber site devletinin ilk yazılı anayasasını yaptı. Yahudiler arasında çıkan ihtilaflarda Tevrat ile hüküm verme hürriyetini onlara tanıdı.

Allah Rasulünden sonra büyük fetihler yapıldı. Hiç kimse zorla Müslüman yapılmadı. Milyonlarca insan Müslüman olmadıkları halde İslam devleti idaresi altında huzurla yaşadı.

Osmanlı devleti, Viyana’ya kadar olan ülkeleri fethetti. Beş yüz sene buralara hakim olduğuhalde milyonlarca insan, kendi dinleri, kendi dilleri ve milliyetlerini korudular, hiç kimsenin dinine, diline, mabedine dokunulmadı. Ama Ispanyada Endülüs Müslümanlarının milyonlarcası zorla ya Hıristiyan yapıldı ya da öldürüldü.

Yine Anadolu’yu fetheden ve anavatan yapan ecdadımız, kendi içindeki Ermeni ve Rumlara asla dokunmadı. Dinlerini, dillerini, kiliselerini korudular. Ama dış kuvvetler, bunları kışkırttı. En zayıf olduğumuz zamanda istilacı güçlerle birleştiler. Hatta onların öncü güçleri oldular. Köyleri, şehirleri talan ettiler. Çoluk çocuk, kadın ve kızları öldürdüler. Hamile kadınları süngüleyip karnındaki çocuğuyla birlikte öldürdüler.

Bunların zulümleri o kadar fazla oldu ki düşman subaylarını bile insafa getirdi. Onların zulümlerini önlemek için komiteler kurdular.

Şimdi batılılar, kendi cinayetlerini, barbarlıklarını, fanatikliklerini saklayarak Müslümanları fanatik göstermeye çalışmaktalar.

Bugün Filistin’de Yahudiler, Filipinler’de Hıristiyanlar her türlü işkence, katliam ve yağmayı yapmakta, sözde medenî dünya görmemektedir. ABD, demokrasi getirmek bahanesiyle Irak ve Afganistan’ı işgal etmekte; Orta Doğu’nun petrollerine hakim olmaya çalışmaktadır.Yine yukarıdaki ayetlerde görüldüğü üzere Müslüman, bir kimseyi Müslüman olmaya zorla- yamayacağı gibi; Müslüman olmayanlara, onların bâtıl inançlarına sövmeyi de yasaklamıştır.

Bu suretle hiç kimseye ve taptıklarına sövülmeyecek, onların inançlarına zımnî saygı gösterilmiş olmaktadır. Siz, onların inançlarına söver ve hakaret ederseniz, onlar da reaksiyon olarak sizin inancınıza sövebilir.

Böyle çirkin sövmeleri sevmeyen Yüce Allah, putlara ve onlara tapanlara bile sövmeyi yasaklamıştır. Ancak, o putların bâtıl olduğunu ve hiç kimseye faydası olmadığını, gerçek dinin İslam olduğunu ve tek ilahın Allah olduğunu onlara söyleriz.

Müslümanlar, beşerî münasebetler için her din mensuplarına, hatta hiçbir inanç sahibi olmayanlara bile İslam’ın esaslarını hiç çekinmeden anlatabilir.

Hiç kimseye hakaret etmeksizin İslam’ı anlatmak ve o tek gerçek dini bütün dünyaya anlatmak büyük şereftir. Yüce Allah, bizi bu şereften mahrum etmesin. Amin...

KURANI KERİM

 

çocuk hediye

Etiketler: islam'da özgürlük hadisleri, Düşünce ve ifade özgürlüğü ile ilgili hadisler, Düşünce ve ifade özgürlüğü ile ilgili ayetler, Dinde özgürlük ayet, İnanç özgürlüğü nedir, İnanç ve ibadetler konusundaki dini yorumlara ne denir, Din ve vicdan özgürlüğü örnekleri, Havf Ne Demek,
Ekim 25, 2023
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR
Çerez Kullanımı

Sizlere en iyi alışveriş deneyimini sunabilmek adına sitemizde çerezler(cookies) kullanmaktayız. Detaylı bilgi için Kvkk sözleşmesini inceleyebilirsiniz.